Değerli Okul Yöneticilerimiz ve Öğretmenlerimiz,
2024-2025 öğretim yılı her zamankinden daha büyük sıkıntı ve kaosla başlamıştır.
Kurultay uğruna Bakanlar Kurulu kararıyla okullar 1 hafta geç açılmış eğitim siyasete
kurban edilmiştir. Bazı okul binalarımızda depreme karşı güçlendirmede Bakanlık ve
hükümetin plansızlığı, ihmali ve birtakım rant hesapları sonucunda hala devam eden
inşaatlar büyük tehlike yaratmaktadır. Konteynerlere mahkum edilen çoğu okulumuzda
ise sağlıklı eğitim öğretim ortamı mümkün olmamakta, öğrencilerimizin oyun alanı
kısıtlanmakta, 2 yıl önce değiştirilen kol denklikleri tüzüğü ile öğrencilerimiz sınıflara
hapsedilmeye devam edilmektedir.
Bakanlık, öğretmen kadrolarında azaltma yapmış, atamalar, sonradan alınan ancak
ihtiyacı yine de karşılamayan yetkilerle bölük pörçük hale getirilmiştir. Eksik kadroların
yükü ise öğretmenlerimize ve okul idarelerimize yüklenmeye çalışılmaktadır. İhtiyaç kadar
atama yapmayıp kadroları siyasi bir yaklaşımla geçicilerle doldurmayı tercih eden Bakanlık,
özellikle Rehber Öğretmen, Özel Eğitim öğretmeni kadrolarını Türkiye’den gelecek geçici
görevlendirmelerle tamamlamayı hesaplayarak kendi ülkemizin mezunlarının, sırada
atama bekleyen öğretmenlerimizin hakkını yemeyi sürdürmektedir. Teknik Öğretim
Görevlisi, Bölüm Şefi, Atölye Şefi kadrolarını ise bu yıl da ısrarla açmamaktadır.
Geçtiğimiz yıl yerel kitaplarımızın içeriklerini komisyonlardan izinsiz, habersiz
gericileştiren, lise düzeyinde ise Türkiye Maarif Modeli kapsamında bu yıl değiştirilen
kitaplarla öğrencilerimizin eleştirel düşünceden, bilimden uzaklaştırılması hedeflenen
dayatma eğitim sistemini uygulamak isteyen bakanlık ve hükümet toplum mühendisliği
hedefini harfiyen yerine getirmede iş birliği yapmaktadır.
Yeterli ve gerekli yatırım yapılmayan, özellikle altyapı, donanım sorunları, eksik
kadrolar, kalabalık sınıflar, Türkçe bilmeyen öğrenciler ve sistemle ilgili yığınla sorun
yaşanan ve niteliğin zerre kadar umursanmadığı kamusal eğitimimizde tüm bunları yok
sayan Eğitim Bakanı sahte diplomalar, insan kaçakçılığı yapılan kurslar, üniversiteler,
ihalesiz konteynerler, kantinlerle ilgili hesap vermemekte ama pembe tablolar çizmekte,
bu yıl yine adına ‘tam gün’ dediği ama tam günle ve eğitimle hiçbir ilgisi olmayan,
öğretmeni, haklarını, çalışma koşullarını ve sendikasını hedef alan bu programı gündeme
getirip dayatmakta, bunu bir araç olarak kullanıp talimatla tasarlanan eğitim ve toplum
modeli önündeki ‘engelleri’ zayıflatma, ortadan kaldırma, saldırı, baskı ve tehditle kontrol
altına almayı planlamaktadır. Meselenin “tam gün” meselesinden öte bir mesele olduğu
ortadadır.
Bakanlık ve hükümet, 2011 sonrası öğretmenlerimizin emeklilik, barem topuna 27
yılda gelme, vergi adaletsizliği, sayılmayan hizmetleri için ortaya koyduğumuz talepleri,
sürdürdüğümüz eylemleri, verdiğimiz mücadeleyi görmezlikten, duymazlıktan gelmekte,
adım atmak istememekte, öğretmenlerin haklarını budama, yükünü artırma, çalışma
koşullarını ağırlaştırmayı sürdürmeye çalışmaktadır. Bu anlayışa karşı, temel haklarımızın
korunması ve geliştirilmesi için mücadeleyi hep birlikte yükseltmemiz, güçlenerek
mücadeleyi sürdüren sendikamıza, sendikal birliktelik ve örgütlü mücadeleye hep birlikte
sahip çıkmamız, her zamankinden daha fazla önem vermemiz gerekmektedir.
Değerli üyelerimiz,
Okul temsilcilerimizle, müdür ve muavinlerimizle yaptığımız toplantılar sonucunda
Yönetim Kurulumuz, okullarımızın ve eğitimin içler acısı durumuna tüm kamuoyunun tanık
olmasına, halkı kandırmak için çizilen pembe tablonun nasıl acı gerçekler içerdiğinin
görülmesine imkan tanınması amacıyla 2 hafta süreyle Bakanlığın yayınladığı programa
müdahale edilmemesine karar vermiştir. Bu süreçte ve sonrasında da özellikle güvenlikle
ilgili risk ve tehlikelerden doğacak tüm sonuçların, tüm sıkıntı ve kaosun sorumlusunun
Eğitim Bakanlığı ve hükümet olacağının bir kez daha uyarısını yapıyoruz.
Eylemsel sürecimizi 12 Ekim 2024 Cumartesi saat 10.00’da sendika merkez
binamızda yapılacak Temsilciler Kurulu toplantısı sonrasında planlanıp belirliyor ve mücadeleye devam ediyoruz.
Ayrıca;
1. Ek mesai gerektirecek hiçbir görevi vermiyoruz ve almıyoruz. (ders, kol, sınıf doldurma,
öğle arası nöbet, vb.)
2. Yasa dışı hiçbir görevlendirmeyi (muavin, bölüm şefi, atölye şefi) kabul etmiyoruz.
3. Yasa dışı, tek taraflı yazılmış genelgelere uymuyoruz.
4. Kalabalık sınıflarda, toplam öğrenci sayısının 250’yi aştığı durumda derse girmeyi kabul
etmiyoruz.
5. Branşımız dışında hiçbir dersi vermiyor veya almıyoruz.
Tek taraflı, öğretmeni, sendikasını yok sayan kararlarla hak ve özgürlüklerimizi baskı altına almaya çalışan bu anlayışa karşı, haklarımız, çalışma koşullarımız için, nitelikli, çağdaş, laik, bilimsel eğitim ve demokratik toplum yapımız, geleceğimiz için tüm saldırılara boyun eğmiyor, direniyor ve mücadeleyi hep birlikte sürdürüyoruz.
Saygılarımızla,
Selma EYLEM
Başkan
(Yönetim Kurulu a.)