Eğitim, Okullar, Öğrencilerimiz Bakanlığın Umurunda Değildir!

0
126

Eğitim bakanının öğretmene ve sendikalarına saldırmasının gerekçesinin aldığı talimatı yerine getirmekle ilgili olduğu, eğitimle hiçbir ilgisinin olmadığı, Mart’ta imzalanan ama geçen hafta ortaya çıkarılan adı mali,  kendisi siyasi dayatmalar anlaşması olan ‘Mali İşbirliği Anlaşması’yla ortaya çıkmıştır. Oysa eğitimde ve okullarda yığınla sorun ve belirsizlik dururken ve bunlara çözümler üretilmesi gerekirken, sayın bakanın, UBP-DP-YDP hükümetinin öğretmene, öğrencilerimize, velilerimize rağmen, hasımane tutum ve kararlarla, eğitimi kaosa sürükleme pahasına, umarsızca talimatı yerine getirme çabaları esas derdin ve gailenin ne olduğunu hepimize göstermiştir.

Yıkılma tehlikesi bulunan 5 okulumuzun hala daha dayanıklılık testleri tamamlanmamıştır. Ne zaman tamamlanıp raporlanıp karar verilecek ve planlama yapılıp yol haritası belirlenecek belli değildir. Kullanılamaz durumda olan bu okullarda Eylül’de eğitime nasıl başlanacak tam bir muammadır.

Özel okullardan devlet okullarına kayıtların artması, depremden sonra gelen öğrenciler, ülkemize gelip yerleşen yabancı öğrencilerle devlet okullarında öğrenci sayıları artmıştır, artmaktadır. Sayın bakan çözümü okul bahçelerine ‘konteyner’ koyarak çözmeyi planlamaktadır. Öğrencilerimize, öğretmenlerimize, velilerimize ve okul yapan bağışçılara layık gördüğünüz bu mudur sayın bakan? Bu çağda çadırda eğitimle tarihe geçtiniz şimdi konteynerde eğitimle de bu ünvanı taçlandıracak mısınız? Çadırda da konteynerda da eğitim asla kabul edilebilir değildir. Kadro tüzüğüne göre 26 olması gereken sınıf sayıları okul idarelerimiz tarafından uygulanmalı başvuruların bu sayının üstünde olması durumunda kayıt yapmamalıdır. Siz sayın bakan, 80 milyonunuz olduğunu ilaveten, eğitim ve sağlığa ayrılan son yasayla kesilen vergilerden elde ettiğiniz 300 milyonunuz olduğunu ifade ediyorsunuz.

Demek ki bütçeniz var, derhal okul, sınıf yapımı,

altyapı ve donanım için adım atın, Eylül’e anca yetiştirirsiniz!

Önümüzdeki öğretim yılının öğretmen ihtiyaçlarının belirlenmesi çalışması sendikamızla yapılmış belirlenen ihtiyaçlar hala bakanlık tarafından onaylanıp imzalanmamıştır. Görünen odur ki öğretmenden tasarruf planı yapılmaktadır. Bu tutum nakil sürecini de aksatmaktadır. Nakillerin gecikmesi münhallerin ilan edilmesini ve öğretmenlik sınavlarının yapılmasını, yani öğretmen atamalarını da olumsuz yönde etkileyip geciktirecektir. Kısacası yeni öğretim yılına hem bina, altyapı sorunları hem de eksik kadrolarla başlanması söz konusudur.

Olmayan okullar, sınıflar, olmayan kafeterya, spor alanları, donanım, hatta bazı okullarda çocukların bahçede oturacağı olmayan oturma yerleri söz konusuyken sayın bakan tam günden bahsediyor. Sayın bakan bugün çocuklarımızın mevcut sürede dahi eğitim alacakları bina, sınıf yokken, çadıra, konteynera mahkum edilmişken siz neden bahsediyorsunuz? Örneğin:

Çocuklarımız nerde nasıl sağlıklı beslenecek?

Tüm öğrencilerimizin beslenmelerini siz mi karşılayacaksınız?

Taşımacılıkla ilgili sorunlarını çözecek misiniz?

Ve daha birçok sıkıntıyı çözme girişiminde bulunmayıp, nitelikle, altyapıyla ilgili hiçbir gaile taşımayıp sadece ders sayısını artırmakla tam güne geçmiş olacağınızı mı zannediyorsunuz?

 

Kısacası yeni öğretim yılında bu gidişle eğitime yine kaosla başlanacaktır. Bunu önlemek için bakanlık bir an önce harekete geçmeli, okul, derslik yapımı için ivedilikle adım atmalıdır.  Durdurup aksattığı nakil çalışmalarını başlatıp, tamamlayıp öğretmen atamalarının aksamasına neden olmamalı, okullar öğretmensiz açılmamalıdır.

Türkçe bilmeyen öğrenciler, güncellenmesi gereken tüzükler, eğitime, okullara ayrılması gereken bütçe ve sistemle ilgili sıkıntılara çözümler üretmek için geç olmadan çalışmalar başlatılmalı, sorumluluklar yerine getirilmeli, toplumda algı yaratmaya çalışmaktan, alınan talimat uyarınca ben yaparım olur zihniyetinden vazgeçilmelidir.

 

Selma EYLEM

Başkan

Yönetim Kurulu (a.)