YILLARCA YARATILAN YAĞMA, TALAN DÜZENİNE ÇÖZÜM VARDIR

0
214

Belirlenen yeni asgari ücret, artan döviz karşısında satın alma gücü her geçen gün gerileyen çalışanları açlık sınırında yaşamaya mahkûm etmeyi sürdürmek anlamına gelmektedir. Asgari ücret tespit komisyonunun yapısının işçileri temsil etmekten uzak olduğunu ortaya koyan Çalışma Bakanı Sayın Çeler ‘siyasileşen’ ve bu ülkeye ‘zarar’ verdiğini iddia ettiği bazı sendikalara ve sarı sendikalara rağmen tüm çalışanların sendikalı olması gerektiğini ifade etmiştir. Bu durumda yapılması gereken açık ve nettir:

özel sektör çalışanları da dahil tüm çalışanlara sendikalı, toplu sözleşmeli, güvenceli çalışma hakkı için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, asgari ücret tespit komisyonun işçilerin temsiliyetine olanak sağlayacak bir yapıya dönüştürülmesi, asgari ücret tespiti için var olan kriterlerin uygulanmasının sağlanması gerekmektedir.

Ekonomik, siyasi, sosyal, tüm alanlarda bu topluma dayatılanlarla oluşturulan bu düzende ‘bizde ne varsa sizde de olacak’ hedefiyle fakirleştirme, muhafazakârlaştırma, insan hak ve özgürlükleri yanında düşünce ve ifade özgürlüklerine yapılan saldırılar, linç kültürüyle şiddet eylemlerine başvuranlara seyirci kalınırken;

slogan attı diye ağzı kapatılanlar, yasak yayın bahanesiyle ters kelepçeyle gözaltına alınanlar, cami avlularına çocuk oyun parkı yapılması, küçücük çocukların barış ve demokrasi bilinciyle yetiştirilmesini sağlayacak çağdaş laik bilimsel eğitim ilkeleri çerçevesinde eğitim etkinlikleri yapılması gerekirken aşırı milliyetçi ideolojiye alet edilmelerinin yaşandığı ülkemizde yıllardır yaratılan bu düzene karşı ve toplumsal yok oluşa karşı mücadelemize devam edeceğiz.

Yaratılan bu düzende KTOEÖS olarak hükümetten taleplerimiz:

 

  • Asgari ücret insanca yaşanacak düzeyde yeniden belirlenmelidir. Asgari Ücret yasada belirtilen kriterlere göre belirlenmeli, Asgari Ücret tespit komisyonu demokratik yapıya kavuşturulmalıdır.

 

  • Stabil para birimine geçilmelidir.

 

  • HP’nin hesaplanma biçimi realiteye döndürülmeli / Eşel Mobil iki ayda bir olmalıdır.

 

  • Sosyal Güvenlik / Göç Yasası ortadan kaldırılarak Özel ve Kamu için Eşitlik / Adalete dayalı bir barem sistemi oluşturulmalıdır.

 

  • Vergi adaleti sağlanmalı, düşük gelirliler rahatlatılmalı, kayıt dışılığın sıfırlanarak kaçak ekonomik faaliyetlerin önüne geçilmelidir.

 

  • Sağlık ve eğitim kamusal ve nitelikli hale getirilmeli; tüm vatandaşların yararlanabileceği güvenceye kavuşturulmalı ve parasız hizmet alımı sağlanmalıdır. Eğitimin hükümet değil devlet politikası haline dönüştürülmesi için yasal düzenleme yapılarak, toplum sağlığı için ivedi bir yapılanma oluşturulmalıdır.

 

  • Tüm işyerlerinde sendikalaşmanın yasal çerçevesi derhal ortaya konulmalı; Kamu ve Özel Sektöre kadrolu / güvenceli / sendikalı / toplu sözleşmeli istihdam biçimi her alanda zorunlu hale getirilmelidir.

 

  • Üçlü kararname / siyasi atamalar kaldırılmalı/ sınırlanmalıdır.

 

  • Vatandaşlık politikası net ve değişmeyecek hale getirilmeli / siyasetin tekelinden alınmalıdır.

 

  • Anayasada olduğu gibi Demokratik / Laik / Bilimsel/ Nitelikli ve Kamusal Eğitim zorunlu hale getirilmeli; bunun dışındaki tüm okullar bu yasal çerçeveye dönüştürülmelidir.

 

  • Anayasa ve yasalarımızdaki demokratik olmayan, bağımlılık yaratan maddeler kaldırılmalı (Geçici 10. Madde) G.K.K., Polis, Sivil Savunma, Merkez Bankası, Yüksek Koordinasyon Kurulu vs. atamaların yasal olarak Kıbrıs Türk Toplumunun iradesine tabi kılınmalıdır.

 

  • Yasaların uygulanmasının polisin, siyasinin, savcının tekeline bırakılmayacak düzenlemeler derhal yapılmalı; temiz toplum için bütün yolsuzluk dosyaları kamuoyuna açık bir şekilde sonuçlandırılmalıdır.

 

  • Trafik ve her alanda sürekli denetim (denetleme, eğitim ve mühendislik) geliştirilmelidir. Sorumluluk sahipleri hesap vermelidir.

 

  • Siyasal Partiler Yasası, Seçim Halk Oylaması Yasası, lider – parti sultasına son verecek şekilde değiştirilmeli, her alanda demokratik katılım ve karar alma ortaklaştırılmalıdır.

 

  • Ülkedeki sosyal, ahlaki çöküntüyü yaratan, çevreyi yok eden, kumar, gece kulüpleri, gazinolar,   oteller, üniversiteler, taş ocakları, izin, denetim vs siyasi iktidarların elinde gelir getiren rant anlayışından kurtarılmalı, sıkı bir denetim ve yasal çerçeveye, uluslararası standartlara kavuşturulmalıdır/kapatılmalıdır.

 

  • Toplum sağlığı ve güvenliği, hastalıklardan korunması, tedavisi için yeni bir yapılanmaya gidilmelidir.

 

  • Üretim ve pazarlamayı artıracak, ülke kaynaklarını doğru kullanacak, siyasileri geçim kaynağı durumundan kurtaracak gerçek teşvik yapılmalı ve önlemler alınmalıdır.

 

  • Gençliği adada tutacak iş yeri açma, teşvik etme, mülklendirme politikaları, arsaları seçim döneminde dağıtımdan kurtaracak önlemler alınmalı rekabet yasası, nerden buldun yasası gibi yasalar geçirilmelidir.

 

  • Offshore bankacılığı, parayı yurt dışına çıkarma mekanizmaları, kuruluşları yeniden düzenlenerek kooperatifçiliğin ve paranın ülkede kalmasının finansal önlemleri alınmalıdır.

 

  • Yabancı sermayeye sağlanan olanaklar, ülke üretimini, istihdamını, kaynaklarını artıracak, yasal çerçeveye ve denetime kavuşturulmalıdır.

 

  • Sosyal hayatı düzenleyen çevre, şehirleşme için ülke master planları yapılmalı, hükümetlere göre değişmeyecek Çevre-İnsan-Yaşam faydası en başa koyulmalı ve popülizmden kurtarılmalıdır.

 

  • Toplumu hapseden, serbest dolaşımı, ticareti önleyen kartelleşmeye neden olan, kendi kendine ambargolar yaratan, güneyle ve dünyayla entegrasyonu geliştiren yasaklar, cezalar, geçişler, engeller, zorluklar kaldırılmalıdır.

 

  • Çevre tekrar kamu malı haline getirilmeli, çevrenin kirletilmesi, yok edilmesi, kullanımı, korunması için acil hareket planı ele alınmalı, ülke fiziki / beşeri yerleşim planı bütünlüklü olarak yapılmalı, siyasetin kontrolünden tüm halkın kontrolüne verilecek bir yapılanma oluşturulmalıdır.

 

  • Kısa sürede Kıbrıs’ta çözüm / Federasyon için hükümet hareket planı oluşturulmalı; görüşmelerde gelinen nokta zorlanmalı, heba edilmemelidir.

 

  • Kamusal kurumların (Elektrik, Su, Saatler vs.), arazilerin, dayatma politikaların, paketlerin hükümetler kontrolünde peşkeş çekilmesine son verecek bir kararlılık ve şartlar ortaya konulmalıdır.
Kamuoyu onayı olmayan, “Oldu, Bitti” politikaları kabul edilemezdir. 
Kıbrıs Türk Toplumu devre dışı bırakılmamalıdır.

 

Saygılarımızla,

 

 

Selma EYLEM

Başkan

Yönetim Kurulu (a.)