1974’ten sonra ülkemize dayatılan yağma düzeninin devam etmesi için elden gelen yapılmaktadır. Ekonomik politik hiçbir akıla dayanmayan, uluslararası hukuğun dışında göstermelik kavanoz demokrasisi ile ayakta tutulmaya çalışılan bu rejim, el altından da binlerce entrika çevirmektedir. Partizanlık, rüşvet, adam kayırma, şantaj, tehdit, mafya, fuhuş gibi etkinliklerle Kıbrıs’ın Kuzeyinde yaratılan bu rant sistemi ayakta tutulmaya çalışılmaktadır. Eğitim, cami, külliye, kültür aktarımı, nüfus aktarımı hep bu ucube rantçı rejimin ayakta tutulması için türlü gerekçelerle asimilasyoncu, entegrasyoncu bir anlayışla sürdürülmektedir. AKP ve kuklası UBP hükümeti aynı anlayışla hareket etmektedir. Kıbrıs Cumhuriyetinde bozulan anayasal düzeni yeniden tesis etmek için 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti antlaşmalarına dayanan ve yasal zeminden bahseden Türkiye hükümetleri ve yerli işbirlikçileri Kıbrıs’ın Kuzeyini yasadışılığın, mafyanın, kaçakçılığın merkezi yapmışlardır. Cenevre Antlaşmalarına aykırı nüfus taşıma, vatandaşlık verme kurulan bu rantçı, mafya düzeninin yaşatılması için devam ettirilen bir araçtır. Kıbrıs’ın demokrafik yapısı da oluşturulan bu kavanoz demokrasisinin devamı için sürekli bozulmaktadır. Sözde demokratik seçimlerle Irak’ta, Libya’da, Mısır’da, Afganistan’daki gibi kukla hükümetler seçilmektedir. TC’li veya Kıbrıslı olsun bu rejimin birer dişlisi haline getirilmiş ve harcanmaktadır.
Ülkemizde yaratılan rejimin tüm kurumlarıyla yapısal bir sorun olduğunu algılamalı ve bu sorunla mücadele edebilmek için güçlü birliktelikler oluşturmalıyız. Reaksiyonel, dağınık, kitlesiz hareket tarzları ile rejimin ihtiyacı olan kavanoz demokrasisi çalışıyor görüntüsünü vermekten vazgeçmeliyiz. Başta tüm emekçiler ve halkımız bizleri üç-beş zenginin kölesi yapan bu ucube rejime hep birlikte dur demeliyiz.
Tahir GÖKÇEBEL
Başkan
Yönetim Kurulu a.
