Böyle Eğitim Politikası Olmaz!

0
90

      Çağ nüfusunun yarısından fazlası (1688 öğrenci) kolejlere kayıt yaptırmak için sınavlara girmiştir. Üstelik birçok aile ve öğrenci başaramayacağını düşündüğü için veya bu ekonomik koşullarda hazırlanmak için ihtiyaç duyulan özel ders parasını bulamadığı için veya hazırlıklara devam ederken  oluşan tahribatı, stresi gördüğü için veya başka nedenden bu yarışmaya katılmamıştır. Neticede binlerce çocuk ve aile binbir eziyet, güçlük, sıkıntı içerisinde seçmeci, elemeci, paralı bu sistemi yaşmak zorunda kalmıştır. Bazı aileler ve çocuklar ise kalıcı tahribatlara uğrayarak bu yarıştan yaralı çıkmış, üstelik başarısız damgasını da yemiştir. 

    A level, GCE, IGCSE gibi programlara girebilmek için en başından bu programı almasına sadece bir sınavı geçerse izin verecek olan bu sistem yanlıştır. 9-11 yaşlarındaki çocuğun bir sınavla hayatının yönünün belirlenmesi yanlıştır. Bu sınava çocuk odaklanamaz. Ailenin parası, baskısı, vakti, sosyal kültürel düzeyi ancak bu sınavlara hazırlanılmasına imkan verir. Oyundan, yaşamdan koparılan bir çocuğun üç yıl boyunca bu sınavlara hazırlanması gelecek nesilleri heba etmek anlamına gelmektedir.

    Her çocuğa bilimsel, demokratik, çağdaş, nitelikli, kamusal ve parasız bir eğitimi Devlet eliyle sunmalıyız. Çocuklarımızı bir sınavla değil eğitim süreçleri ile, kazanımları ile başarılı olacakları programlara yönlendirmeliyiz. Her çocuğumuza fırsat eşitliği tanımalıyız. Çocuklarımıza başarıya ulaşabilecekleri yolları göstermeliyiz. Bu günkü zorunlu yönlendirme sistemi bütün topluma, çocuklarımıza yazık etmek anlamına gelmektedir.Üstelik bu sınava giren ve başarılı olan ancak belirlenen  sayıya giremeyen tüm çocuklarımıza kolej bu programı isteseler bile onlara tek alternatif  eğitimi meta haline getiren  ÖZEL OKULLARI önermekteyiz. Devlet sadece ayrıcalıklılara hizmet edemez, etmemelidir. Dün yapılan koleje giriş sınavı ile aynı  yanlışlığa devam ettik, etmemeliyiz.

    Bir başka yanlışımız, İlahiyat kolejlerine giriş sınavı da yapılmıştır. Bir devlette!!! ikili eğitim sistemi olamaz. Ya demokratik, bilimsel bir eğitimle yurttaş yetiştirirsiniz ve 18 yaşından sonra istediği mezhebe, dine, özgürleşmiş aklıyla, kendi kararıyla gider, ya da bizdeki gibi 1000 sene önce okutulan fıkıh, kelam, tefsir gibi dokmatik bir eğitimle ilerde çatışacak, kindar nesiller yetiştirirsiniz. 

    Üstelik bir başka gerçeği vurgulamakta yarar vardır. Tarikatlar eliyle açılan, sözde vakıflar eliyle dizayn edilen İlahiyat koleji, fakirleştirilen halkımızı tarikatlaştırmak için ayrıcalıklı okul konumuna şimdiden getirilmiştir. Yüzlerce okullumuz öğretmensiz iken, hiç bir okulumuza tek kuruş bütçe ayrılmazken,  yolluklar,  burslar ödenmezken modern okulu, yurtları, camileri ile pahalı ilahiyat külliyesi  yaratılmıştır.  Devlet okullarındaki çocuklara üvey evlat muamelesi yapılırken buradaki çocukların parasız taşınması,  yedirilmesi, konaklamasının sağlanması, dine de sığmayan bir AYRICALIKLILAR zümresi yaratmıştır. Eğer ortada Sünni propaganda yoksa, eğer tarikatlar devleti ele geçirmediyse, misyonerler din istismarlığına soyunmadıysa tüm halk çocuklarına aynı imkanlar niçin sunulmamaktadır?  Anayasamızda, yasalarımızda yetiştirilecek yurttaşın  eğitim felsefesi tanımlanmışken TC elçiliği dayatması olan bu eğitim modeli niçin Kabul edilmiştir? Kukla hükümet(ler)imiz bu durumdan rahatsızlık duymamakta mıdır?

 

                                                                                                          Tahir Gökçebel

                                                        Başkan

                                                 Yönetim Kurulu (a)