Sendikamız 7 Aralık 2012 tarihinde Acapulco Hotel’de öğretmenlerimizin, siyasi parti temsilcilerimizin ve sivil toplum örgüt üyelerimizin geniş katılımıyla “Nitelikli Kamusal Eğitim – Saygın Öğretmen Statüsü” temalı seminerini gerçekleştirmiştir. Seminer sonrası gerçekleşen dayanışma yemeğinde 25 fiili hizmet yılını tamamlayan 50 öğretmenimize plaket verildi. Ayrıca sendikal mücadelede örnek teşkil eden öğretmenlerimiz onure edilmiştir.
Seminerde ana konuşmacı olarak davet edilen Eleştirel Pedagoji Dergisi Editörü, Birgün Gazetesi Köşe Yazarı, Gazi Üniversitesi, İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kemal İnal “Günümüz eğitim sisteminde öğretmen olmanın sorunları ve sorumluluğu” ve Eleştirel Pedagoji Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Birgün Gazetesi köşe yazarı Ünal Özmen “Öğretmenlik Mesleğindeki dönüşüm”konularında sunum yapmışlardır.
Neden “Nitelikli Kamusal Eğitim – Saygın Öğretmen Statüsü”? Çünkü;
•Günümüzde Kapitalizm sayesinde her alanda bir çürüme yaşanmakta, dünya kaynakları heba edilmekte, dünya yok edilmektedir: Bugün Kapitalizm kendi krizini yaşarken, Emperyalistler sömürülerini artırmak niyetiyle çalışanlara karşı avantaj elde etmeye çalışmaktadır. Genelde tüm kesimlerin hakları budanırken, öğretmenlere ve kamusal eğitime büyük saldırılar yapılmaya başlanmıştır. Bu anlamda çağdaş, bilimsel, nitelikli özgür eğitim ve öğretmen yeni kapitalist anlayışın hedefi durumuna gelmiştir.
•Bu gün eğitim bir mal olmuştur, kar amacı ile öğrenciler de müşteriye dönüşmüştür: Amaç birkaç sermayedara avantaj kazandırmak, kar oranlarını artırmaktır. Malı pazarlayan sermayedarların tek amacı kardır. Arz ve talebi artırmak için bazı değerler mutlaklaştırılırken, bazı değerler de sıradanlaştırılmaktadır. Eğitimde mutlak standartlar getirilirken, öğretmenlere ise performans, güvencesiz çalışma şartları, düşük maaş önerilmektedir. Malın üretim aşamasına oturtulmuş öğretmen, ucuz bir girdiye dönüştürülmek istenmektedir.
•Her şeyin satılık yapıldığı küresel dünyamızda kamusal nitelikli eğitim ve onu veren öğretmen ciddi anlamda saldırı altındadır: Ülkemizde nitelikli öğretmen yetiştirmekten vazgeçilmiştir, tek öğretmen yetiştiren kurum AÖA bile kapatılmak istenmektedir.
•Eğitim bütçeleri oldukça geriletilmiştir: Öğretmen maaşları oldukça düşürülmüştür. Devlet okullarına yatırım yapılmamaktadır. Müfredat programları muhafazakâr, sınavlara yönelik, gerici hale getirilmiştir. Özel okullar öğrenci, öğretmen sayılarını oldukça artırmasına rağmen öğretmeni sendikasızdır. Sendika üyesi olanların işine son verilmektedir.
•Bu gün kamusal, nitelikli, parasız, bilimsel, demokratik eğitime ve bu eğitimi verecek öğretmene her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır: Özellikle aydın, demokrat, özgür öğretmene ihtiyaç çok daha fazladır. İnsanoğlu ya bazı değerlerini tekrar geri almak için bu profildeki öğretmeni teşvik etmeli, korumalı, öğretmenlerini sınıflara hapsederek, silikleştirmemeli ve kendi kuyusunu kazmaya devam etmemelidir.İnsanoğlunun varlığı öğretmen mücadelesinin başarılı olmasına da bağlı olduğu unutulmamalıdır.
•Kamusal bilimsel, parasız, fırsat eşitliğine dayalı eğitim için, Öğretmen profilinin korunması ve geliştirilmesi için mücadele edilmeye devam edilmelidir: Şu an devlet okullarımızda büyük bir öğretmen açığı olmasına rağmen, binlerce öğretmen adayı, binlerce eğitim fakültesi ve fen-edebiyat fakültesi mezunu insan, onurları zedelenmiş bir şekilde işsiz güçsüz ortalıkta dolaşmaktadırlar.
•Devlet militarist bir devlete dönüşmüştür: Toplumu aydınlatan, kalkındıran, dönüştüren öğretmene artık ihtiyaç duyulmamaktadır. Toplumu baskı altına alarak tepeden yönetmektedir. Devlet yurttaş yetiştirmekten vazgeçmiştir. Özgür, bilimsel, eğitim ve öğretmen kapitalist sistemin ve rejimin düşmanı olarak görülmektedir. Yeni Liberalist dünyada kamusal eğitim piyasa malı yapılmalı, devlet okulları özelleştirilmeli, öğretmen profili yok edilmeli, toplumsal misyonu bitirilmelidir. Bunu başarmak için öncelikle öğretmen dayanışması yani sendikası kapatılmalıdır.
•Günümüzde, sosyal devletten vazgeçilmiştir. Çalışanlar, işsizler, ev kadınları, memur, öğretmen ve her kesim insanca yaşayabileceği, hakları kaybetme noktasına getirilmiştir. Yok sayılan bu kesimler insanca bu dünyada yaşamak istiyorsa emek-sermaye kavgasında işçi sınıfı bilincini kazanmalı ve tarafını belirlemelidir. İşsizlik, sağlık, torpil, adaletsizlik gibi sorunların halledilmesi için taraf olunmalı, umutsuzluğa teslim olunmamalıdır. Koşullar ne olursa olsun, kararlı, onurlu olmalı mücadele yılmadan yükseltilmelidir.
İşte bu nedenledir ki sendikamız “Nitelikli Kamusal Eğitim – Saygın Öğretmen Statüsü” talebini devamlı olarak vurgulayacak ve bu yönde mücadelesini güçlendirecektir. Daha iyi bir dünya, daha iyi bir Kıbrıs mümkündür. Onurlu öğretmen, insanca yaşam, güzel bir gelecek için yılmadan mücadele etmeye devam edeceğiz. Öğretmenin kaybedilen haklarını bir bir geri alacağız. Öğretmeni fakirleştiren, statüsünü düşüren anlayışı ortadan kaldıracak kavgaya her zaman hazırız.