Dünya Sendikalar Federasyonu (WFTU) üyesi olarak KTÖS, KTOEÖS, DEV-İŞ, KTAMS, BES ve PEO, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Lefkoşa’da iki toplumlu ortak etkinlik düzenlendi.
1 Eylül Pazartesi akşamı saat 19.00’da Lokmacı sınır kapısı yakınlarında, Büyük Han arkasındaki meydanda (Lefke Hanı) yer alan ortak eylem ve etkinliğimiz, tüm demokratik kitle örgütleri, birey ve aktivistlere açık bir şekilde gerçekleşti.
Ortak Basın Bildirisi Metni:
Nazi Almanyasının 1939′da insanlığa karşı başlattığı saldırı ile nazizmin ve faşizmin katlettiği milyonlarca kurbanın anısına 1 Eylül Dünya Sendikalar Federasyonu tarafından sendikaların dünya çapında Barış için Eylem günü olarak ilan edilmiştir.
Bugün her ilerici ve demokrat insan açısından ülkemizde ve dünya çapında barışın hakim olması hedefiyle verilen mücadele günüdür.
1 Eylül Dünya Barış Günü nedeni ile insan hakları için, emeğin yücelmesi için, demokrasi için, eşitsizliklerin ve sömürünün olmayacağı daha iyi bir dünyanın inşası için mücadele eden bütün halklara dayanışmamızı ifade ediyoruz. Emperyalizm halklara savaş ve acılar vermiştir ve vermeye devam ediyor. Emperyalist güçler jeopolitik çıkarları için saldırı ve işgallerini sürdürüyorlar.
Ortadoğudaki durum giderek kötüleşmektedir. Filistin sorunu çözümsüzlüğünü sürdürüyor, Suriye dış müdahalelere neden olabilecek bir iç savaş – kardeş kavgası – belası ile uğraşıyor. ABD’nin Irak işgali, ardında ölüm, yıkım ve ülkesine dağılma tehlikesi bıraktı. Ukrayna’daki emperyalist müdahalelerin neden olduğu insanlık acılarının ötesinde bölgesel bir savaş tehlikesi yaratıyor.
Emperyalist saldırı ve savaşlarla karşı karşıya bulunan halklara dayanışmamızı belirtiyor ve Emperyalist Yeni Dünya Düzenine karşı, uluslararası hukuken ülkelerine saygı temelinde dünya barışı için mücadele eden dünyanın her yerinde barış yanlısı ilerici güçlerle sesimizi birleştiriyoruz.
Çalışanlar bütün dünyada kapitalist sistemin derin krizinin ağır sonuçları ile karşı karşıya bulunmaktadır. Sermaye ve neoliberal politikaları savunan çok uluslu kuruluşlar, kriz bahanesi ile çalışanları ağır ve ardıcıl mücadelelerle kazanılmış hak ve kazanımlarını iptal etmek için işçi sınıfına karşı saldırılarını yoğunlaştırmaktadırlar.
Bu politikalar sonucunda dünya nüfusunun büyük bir bölümü aleyhinde gelişen ekonomik eşitsizlik, sömürü, sefalet, yoksulluk görülmemiş bir biçimde artmaktadır. Halka karşı uygulanan ağır kemer sıkma politikaları ve kurallar çalışanları başka devirlere götürmeyi amaçlayan reçetelerdir.
İşsizlik, insanların toplu göçünün artması, yeni ırkcılık dalgalarının yaygınlaşması, yaşanan iklimsel değişiklikler ve çevredeki büyük yıkım ile ortaya çıkan büyük sorunlar dünyada dengeleri olumsuz yönde etkilemekte ve dünya barışını tehlikeye sokmaktadır.
Küresel kapitalist krizin sonuçlarından ülkemizin Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk tüm çalışanları da kaçınılmaz bir biçimde etkilenmiş ve neoliberal politikaların ağır sonuçları ile karşı karşıya kalmıştır.
Küresel ekonomik kriz ve onun sonuçları, Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum çalışanların ortak sınıfsal çıkarlarını ve dayanışma ile ortak mücadelelerinin artırılması gereğini göstermektedir. Bu koşullarda ülkemizin barış ve birleşme mücadeleri asıl ve öncelikli olanıdır çünkü çalışanların hiç bir kazanımı ülkemizin bölünmüş olması halinde kalıcı ve dengeli olamaz.
İki toplumdaki ilerici güçlerin işbirliği ve ortak etkinlikleri şovenizme, neofaşizme, ırkcılığa, milliyetciliğe ve hoşgörüsüzlüğe karşı siperler oluşturmakta ve güçlü bir direniş yaratır. Kıbrısın yeniden birleşmesi ve askersizleştirilmesi, vasiler ve hamiler olmaksızın, tüm Kıbrıslılar için barış, güvenlik ve refah koşullarının yaratılması için istikrarlı ve kararlı bir biçimde mücadeleye devam ediyoruz.
NATO veya askeri paktlara girmeye dönük görüşleri reddederiz. Görüşme sürecine tam desteğimizi belirtir ve ülkemizi ve halkımızı birleştirecek, karşılıklı kabul edilebilir, adil, bugüne kadar anlaşılmış konularda bir anlaşma için iyi niyetle ikili görüşmeleri sürdürmeye çağırıyoruz.
Çözüm için ortak zemin vardır; iki toplum arasındaki doruk anlaşmalarında üzerinde anlaşmaya varılmıştır ve BM Güvenlik Konseyi kararları ile de benimsenmiştir.
BM kararlarında ifade edildiği biçimde iki toplumlu, iki kesimli, tek egemenlik, tek yurttaşlık, bir uluslararası kimlik, iki toplumun siyasal eşitliğine dayalı bir çözümden yana dik duruyoruz. Kıbrıslıların çıkarlarını ön planda tutan, iki tarafın karşılıklı kabul ettiği bir çözüm Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum çalışanların ana hedefidir. Böyle bir çözüm, bütün bölge için, ülkemizi bir barış ve güvenlik köprüsüne dönüştürecektir.
Kıbrıs sorununun çözümü ve Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için çalışanların ortak mücadelesi dünya halklarının küresel barış için mücadelesinin bir parçasıdır. Çözüm ve ülkemizin yeniden birleşmesinin en önemli öncelik olduğu mesajını güçlü bir şekilde duyurabilmemiz için, bu metinle hemfikir olan tüm örgütleri, sendikal ve siyasi partilerin seslerini bizimle birleştirmeye çağırıyoruz.
Barışın ve yeniden birleşme hedefiyle, ortak mücadele için tüm Kıbrıslıları 1 Eylül’de yapılacak etkinliğe katılmaya çağırıyoruz. Bu çerçevede çözümle birlikte tüm Kıbrısın askersizleştirilmesi yönündeki tezimizi tekrarlıyoruz.