3 Ekim: “İşsizliğe karşı – Onurlu İş için” Dünya Eylem Günü

0
168

EMEKÇİLERİN EYLEM VE PROTESTO YÜRÜYÜŞÜ ÇAĞRISI

İşsizliğe karşı – Onurlu İş için Dünya Çapında Eylem Günü

3 Ekim 2014 Cuma, Saat:17.00 – Toplantı Yeri: Uzun Yol Sonu

Çalışanların çıkarlarının sınıf sendikacılığı ve dayanışma ilkeleri temelinde gerçek savunucusu olan Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) 3 Ekim gününü İşsizliğe karşı – Onurlu İş için Dünya Çapında Eylem Günü olarak ilan etmiştir.

Dünya Sendikalar Federasyonu’nun üyeleri olarak bu çağrıya yanıt veren PEO, DEV-İŞ, KTAMS, KTÖS, KTOEÖS ve BES bugün, 3 Ekim 2014 Cuma günü Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk emekçilerin katılımıyla bir protesto yürüyüşünü organize ettiler.

Etkinliğe katılanlar Kıbrıs’taki Avrupa Birliği Temsilciliği’ne verilmesi ve Avrupa Komisyonu’nda okunması için aşağıda yer alan kararı onayladılar.

Eşitsizlikleri ve ayrımcılıkları arttıran, sosyal çelişkileri daha da keskinleştiren kapitalist krizin ağır sonuçlarını bugün dünyanın dört bir yanında emekçiler yaşıyorlar.

Avrupa’da Troyka’nın memorandum ve katı kemer sıkma politikalarının şantaj kokan uygulamaları ve çalışanların haklarına karşı saldırılar Avrupa toplumlarını küresel ekonomik krizin en sert ifadesine, yoksulluğa ve işsizliğe sürüklediler.

Kapitalist sistemin doğasında olan işsizlik, kapitalist krizin patlamasının ardından milyonlarca emekçiyi umutsuzluğa ve çaresizliğe sürükleyen en ciddi sosyal sorundur.

Halk düşmanı neoliberal politikaların aynı sonuçlarını bugün yaşayan Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk, Kıbrıs’ın emekçileri bu çağrıya yanıt vererek, bu uluslararası eyleme katılıyorlar.

Dünya Sendikalar Federasyonu’nun (DSF) üyeleri olan PEO, DEV-İŞ, KTAMS, KTOEÖS, KTÖS ve BES 3 Ekim 2014 Cuma günü saat:17.00’de Uzun Yol sonunda yapılacak toplantıyla başlayıp, Lefkoşa’daki Avrupa Komisyonu Temsilciliği’ne yapılacak protesto yürüyüşü ve ilgili karar metninin verilmesiyle tamamlanacak eyleme Kıbrıs’ın emekçilerini katılmaya çağırıyorlar.

 • İŞSİZLİĞE KARŞI
• ONURLU İŞ İÇİN
• İŞSİZLERİN KORUNMASI İÇİN
• DAİMİ İSTİHDAM İÇİN

DÜNYA SENDİKALAR FEDERASYONU’NUN SAFLARINDA
KÜRESEL EYLEME KATILIYORUZ

KARAR

Bugün dünyanın dört bir yanında emekçiler eşitsizlikleri ve ayrımcılıkları arttıran, sosyal çelişkileri daha da keskinleştiren kapitalist krizin ağır sonuçlarını yaşıyorlar.

Dünyamızın birçok bölgesinde milyonlarca insan açlık ve hastalıklarla karşı karşıya ve temel gereksinimlerinin karşılayabilmekten yoksun bir halde acı çekerken, kapitalist neoliberal küreselleşme sonuçta zengin ve yoksul ülkeler arasındaki uçurumun daha da büyümesine yol açmakta ve sermayenin kârlarını daha da büyütmesi için küresel bir ekonomik egemenlik sisteminin yerleştirilmesinin önkoşulunu teşkil etmektedir.

Avrupa’da Troyka’nın memorandumlarının ve neoliberal katı kemer sıkma politikalarının uygulanması ve çalışanların haklarına karşı saldırılar Avrupa toplumlarını küresel ekonomik krizin en sert ifadesine, yoksulluğa ve işsizliğe sürüklediler.

Avrupa Birliği’nin egemen çevrelerinin krizin biriktirdiği yoğun sorunlara karşı yanıt olarak, bu krizin sorumlusu olan aynı başarısız neoliberal politikaları uygulamaktaki ısrarının, çalışanların çıkarlarına ve Avrupa’da sosyal birliğe sadece hizmet etmekle kalmayıp, hatta Avrupa halklarının vizyon edinerek uğrunda mücadele ettikleri sosyal modelin de altını oyduğu görüşündeyiz.

İşsizlik sorunu ve nitelikli tam istihdam koşullarının yaratılması Avrupa Birliği’nin bildirgelerinde önceliklerinin doruğunda yer almaktadır.

Ancak maalesef AB’nin aynı kararlarından çıkan sonuç, bu politikaların önceliğinin işsizliğin sınırlanmasına değil, tam aksine işsizliğin artmasına yol açmak olduğudur.

Sözde esnekliğin ve güvenliğin (flexicurity) düzensiz ve korumasız “esnek çalışma biçimlerinin” öne çıkarılmasında ısrar edilmesi ve Avrupa ekonomisinin sözde rekabet gücünün arttırılması bahanesiyle özelleştirmelerin hızlandırılması çalışanların hakları üzerindeki baskıyı yoğunlaştırmakta ve çalışma ilişkilerinin daha da düzensizleştirilmesinin ve toplu sözleşmelerin yararsız hale getirilmesinin yolunu açmaktadır.

Sendikal hareketin yoğun bir biçimde karşı çıkmasına rağmen, pazarların daha fazla birleştirilmesine ve çok uluslu şirketler ile tekellerin yararına tamamen serbestleştirilmesine yönelik direktiflerin ve yasal düzenlemelerin öne çıkarılmaya devam edildiğini endişeyle tespit etmekteyiz.

Özellikle içinden geçtiğimiz bu kritik dönemde, çalışanların sosyal güvenliklerinin altının oyulmasıyla, emeklilik yaşlarının kontrolsüz bir biçimde yükseltilmesiyle, sosyal hizmetlere yönelik kaynakların daraltılmasıyla, işsizliğin artmasıyla, çalışanlar konumlarının daha da kötüleşmesi tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır.

Bu politikalar gerici milliyetçiliğe, ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına, aşırı sağın ve faşist güçlerin yeniden canlanmalarına yolu açmaktadırlar.

Sınıf sendikacılığı hareketi uluslararası alanda ve özellikle Avrupa’da bu durum karşısında pasif kalmamaktadır ve krizin sonuçlarını çalışanların ödemesini kabullenmeyecektir.

  • Ekonomik krize, çalışanların kazanımları ve hakları etkilenmeksizin, ekonomik yükün adil bir şekilde dağılımıyla karşı koyulmalıdır.
  • Pazarların serbestleştirilmesi adına, tam ve kalıcı istihdamı ve toplu sözleşmelerin gücünü ve geçerliliğini tehdit eden direktiflerin benimsenmesini ve uygulanmasını reddediyoruz.
  • İstikrarlı ve düzenli çalışmanın korunmasını, örgütlenme ve toplu müzakere hakkının desteklenmesini talep ediyoruz.
  • Servetin daha adil paylaşılmasının öğesi ve sosyal dayanışmanın ifadesi olarak sosyal devletin korunmasını ve güçlendirilmesini, işsizlerin desteklenmesini Avrupa Birliği’nden talep ediyoruz.
  • Çalışanların eylem ve mücadelelerinin yasaklanmasına, sendikal faaliyetlerin suç sayılmasına yönelik çabalara karşı çıkıyoruz.

 

Kıbrıslırum – Kıbrıslıtürk, Kıbrıslı çalışanlar olarak, ortak mücadelelerimize ve ortak eylemimize istikrarlı bir şekilde devam ederek, çalışanların mücadeleler ve özverilerle kazandıkları hakları ve kazanımları savunmak için işçi sınıfının değerleri, birlik ve dayanışma temelinde, dünyanın tüm çalışanlarıyla sesimizi birleştiriyoruz.

Vatanımız bölünmüş bir durumda kalmaya devam ettiği sürece, biz Kıbrıslı çalışanlar için hiçbir kazanımın ve hakkın kalıcı ve istikrarlı olamayacağının bir kez daha altını çiziyoruz. Kıbrıs sınıf sendikacılığı hareketi açısından temel ve birincil hedefin, Kıbrıs sorununun çözümü ile ülkemizin ve halkımızın yeniden birleşmesi olmaya devam ettiğini bir kez daha teyit ediyoruz.