0
169

 

Yıllardır kadını ikincilleştiren, değersizleştiren, kadını sadece “doğuran” bir obje olarak ifade eden “makbul kadın” anlayışı Kıbrıs’ın kuzeyine ithal edilmeye çalışılmaktadır. Bu anlayış, kadınların erkeklere sorgusuz sualsiz itaatini isteyen, kadını kutsal rol ve görevlerini yerine getirmesi gereken bir nesne olarak gören, çocuk gelinleri, kadın cinayetlerini normalleştirmeye çalışan anlayıştır! Bu anlayış, ‘Hayatımızın tamamını dine göre dizayn etmek zorundayız’ diyen anlayışın Kıbrıs’a yansımasıdır.

Din İşleri Başkanı, kadınları aşağılayan ifadeler kullanma, kadınlara nasihatler verme ve görevlerini hatırlatma hakkını kendinde nasıl buluyor? Bu ifadeler Anayasaya, laik ilkelere, insan haklarına, kadın haklarına aykırı değil mi? Bu söylemler devlet yetkililerini  rahatsız etmiyor mu? Yoksa kadını muhafazakar aile yapısı içerisinde hapsedip, Kıbrıs Türk toplumunu gelenekçi, cinsiyetçi bir kalıba sokma amacı taşıyan çalıştaylar düzenleyerek bu gerici zihniyetin desteklenmesi mi tercih ediliyor?

Bu utanç tablosuna koltuk uğruna mı sessiz kalınıyor?

Kıbrıslı Türklerin kendine özgü toplum yapısını, yaşam biçimini, kültürünü,  değerlerini değiştirmeye çalışmak, kadınlara görevlerini hatırlatmak, kadını değersizleştiren, hiçleştiren ifadeler kullanmak sıfatı ne olursa olsun hiç kimsenin haddine değildir! Amaçlananın, Kıbrıslı Türkler üzerinde bir toplumsal dönüşüm gerçekleştirme olduğunu biliyor, yıllardır bunu hissediyor, görüyoruz. Ancak bu amaca karşı yıllardır sürdürülen direncin devam edeceği, laik ve demokratik ilkelerden ödün  verilmeyeceği bilinmelidir.

Bu çağdışı zihniyete geçit vermeyeceğiz!

 

Duygu GEYLAN

Örgütlenme Sekreteri

Yönetim  Kurulu (a.)