Öğretmenler Günü dolayısıyla Lefkoşa AKM’de düzenlenen törende KTOEÖS Denetleme Kurulu başkanımız Doğan Çakıroğlu, “Bizlere çizilen karanlık geleceği kabul etmiyoruz” mesajı verdi
Doğan Çakıroğlu, eğitimde yaşanan sorunlara değindi. Çakıroğlu, konteynerlerde eğitim görmek zorunda kalan öğrencilerden, öğretmen atamalarının yapılmaması nedeniyle boş geçen ders saatlerinden ve öğretmenlerin çalışma şartlarının zorlaştırılmasından bahsetti.
Çakıroğlu, 2011 yılında yürürlüğe giren ve “göç yasası” olarak bilinen düzenlemeye de tepkimizi belirtti. Aynı işi yapmalarına rağmen öğretmenlerimizin emeklilik dönemlerinde eşit şartlarda yaşayamadığını belirten Çakıroğlu, yıllardır verilen sözlerin tutulmadığını ve öğretmenlerimizin bu eşitsizlikle mücadele etmeye devam edeceğini söyledi. “Bizlere çizilen karanlık geleceği kabul etmiyor ve haklarımız için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz.” dedi.
Çakıroğlu, “Sendika Başkanımız ve Genel Sekreterimizin, dayatmaları yapanlar tarafından plaketle onurlandırılmış gibi gösterilmesini de kabul etmiyoruz.” vurgusunu yaptı.
KTOEÖS Denetleme Kurulu Başkanımız Doğan Çakıroğlu’nun tören konuşma metni:
Sayın Milli Eğitim Bakanı, Bakanlık Yetkilileri, Çok Kıymetli Meslektaşlarım,
Öğretmenler yalnızca ders anlatmaz; topluma ışık tutar, geleceği aydınlatır ve gerektiğinde hakları için mücadele eder. Bugün burada, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlamak ve bugünün sadece bir kutlama günü değil aynı zamanda mücadele günü olduğunun altını bir kez daha çizmek için buradayız.
Biz yıllardır verdiğimiz mücadeleyle toplumun ve öğretmenin karanlığa gömülmesine izin vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Çünkü öğretmen bilimsel, laik ve kamusal eğitimin öneminin farkındadır. Peki, eğitimi yönettiğini iddia edenler bunun gerçekten ne kadarının farkındasınız? Unutmayın ki “Toplumun uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür.”
Bugün burada sizlere öğretmenliğin ne kadar kutsal bir meslek olduğundan bahsedecekler, öğretmenlerle ilgili güzellemeler yapacaklar. Öğrencilerin konteynerlerde eğitim görmeye çalıştığı, öğretmen atamaları yapılmadığı için binlerce saatin boş geçirildiği, her gün yeni ve tepeden inmeci mantıkla öğretmenlere dayatılan hukuksuz genelgelerin yayınlandığı bir ortamda hangi değerden bahsedeceksiniz bizlere? Üstelik yasa ve tüzüklere hiç uyulmadan öğretmenleri adeta bir okuldan başka bir okula savururcasına hukuksuzca görevlendirmeye çalıştığınız bu günlerde hangi değerden söz edeceksiniz?
Elbette mesleğimiz kutsaldır, elbette değerinin farkındayız. Geleceği aydınlatan bir öğretmen sıfatıyla, karartılan geleceğimizden bahsetmek isterim sizlere.
Ben, 2011 sonrası bu mesleğe adımını atmış, “Göç Yasası” denilen garabet bir yasaya mahkûm ettiğiniz binlerce öğretmenden yalnızca biriyim. Bugün burada bulunan kıymetli meslektaşlarım gibi bir gün ben de emekli olacağım ancak hem çalışırken hem de emekliliğimde, aynı işi yapmama rağmen aynı şartlarda yaşayamayacağım. Göç yasasının geçtiği günden bu yana, yasada yaptığınız bir takım değişikliklerle haklarını iade ettiğiniz kesimlerden öğretmeni hep ayrı tuttunuz. Bunca senedir bizlere “düzelteceğiz” diye verdiğiniz sözleri gerçekleştirmediniz. Biz yine verdiğimiz haklı mücadeleyle, emekle bu yasanın üzerimizdeki baskısını kaldırmaya çalışıyoruz. Eşitsizliğin, değersizliğin, hukuksuzluğun timsali olan bu garabet yasanın ortadan kaldırılacağı ve emeklerimizin karşılığını alacağımız güne kadar da mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz sözümüzün arkasındayız, bunu da size her fırsatta hatırlatacağız.
Ben, bu memleketin çocuğuyum; bugün emekliliğe ulaşan çok değerli öğretmenler tarafından yetiştirildim. Onlardan yalnızca ders müfredatını değil; haksızlığa, dayatmalara karşı durmayı ve mücadeleden vazgeçmemeyi öğrendim. Bu onurlu duruşu onlardan aldım ve bu bayrağı geleceğe taşıyorum.
Öğretmenler yalnızca ders vermez. Gelecek nesillere umut verir, ilham kaynağı olur, karanlığı aydınlatır. Bize çizdiğiniz karanlık geleceği kabul etmiyor ve haklarımız için mücadeleden kaçmayacağımızı bir kez daha haykırıyoruz.
Öğretmen haklarına, sendikasına saldırıların bu kadar yoğunlaştığı, kamusal eğitimin gözden çıkarıldığı bir dönemde sendika başkanı ve genel sekreterinin bu dayatmaları yapanlar tarafından plâket ile onurlandırılmış gibi gösterilmesini de kabul etmiyoruz.