17 – 29 Ocak 2016 Sayı 72

0
139

Kıbrıs Eğitim Sendikalarından “BARIŞ KÜLTÜRÜNÜN OLUŞMASINDA EĞİTİMİN ROLÜ” Konferansı

12573790_857463514350882_8397485178085373614_n944032_857465487684018_5590369585860570071_n

Avrupa Sendikaları Eğitim Komitesi (ETUCE) üyesi Kıbrıs Öğretmen Sendikaları olarak KTOEÖS, KTÖS, POED, OLTEK ve DAÜ-SEN  İKİ TOPLUMLU EĞİTİM KONFERANSI gerçekleştirdik.

Konferans 16 Ocak 2016 tarihinde BM Ara Bölge Lefkoşa’da bulunan Chateau Status’da “BARIŞ KÜLTÜRÜNÜN OLUŞMASINDA EĞİTİMİN ROLÜ” temasında gerçekleşti.

KTOEÖS ve PEO’dan İş ve Güç Birliği

DSC_9081

21 Ocak 2016 tarihinde KTOEÖS ve PEO’nun PEO binasında gerçekleştirdiği toplantı sonucunda iş ve güç birliğini ilerletmek için ortak karara varmış ve  ortak bir  açıklama yayınlamıştır.

KTOEÖS ve PEO aralarındaki temaslar ve gerçekleştirdikleri ortak faaliyetler çerçevesinde 21 Ocak 2016 tarihinde bir araya geldiler. İki örgüt gerçekleştirdikleri görüşmede Kıbrıs sorununda yaşanan gelişmeler hakkında görüş alış verişinde bulundular.

İki örgüt, kapitalist sistemin derin krizinin sert sonuçlarıyla, işsizlikle, sosyal eşitsizliklerle ve göçle bütün dünyada işçi sınıfının karşı karşıya olduğunu kaydetmektedirler.

Emperyalist güçler kendi çıkarlarını dayatmak için istilalarını ve müdahalelerini sürdürmektedirler. Göç sorunu özellikle Akdeniz’de dev boyutlara ulaşmaktadır. Savaştan ve yoksulluktan kaçma çabası içerisindeki binlerce insan köle tüccarlarının kurbanı olmakta ve yığıldıkları köhne gemilerin Akdeniz’de batması sonucu pek çoğu yaşamlarını kaybetmektedir.

Yurdumuzda hem Kıbrıslırumlar, hem Kıbrıslıtürkler küresel kapitalist krizin, AB ve IMF’nin şu ya da bu şekilde adanın kuzeyinde ve güneyinde dayatılan sert neolberal politikalarının olumsuz sonuçlarını yaşamaktadırlar.

Küresel ekonomik kriz ve sonuçları Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk emekçilerin sınıfsal çıkarlarının ortak olduğunu, neoliberal kemer sıkma politikalarına ve çalışanların kazanımlarının yok edilmesine karşı mücadelelerini ve dayanışmalarını yoğunlaştırmaları gereksinimini daha da açık bir biçimde gözler önüne sermektedir.

Bu koşullarda KTOEÖS ve PEO, Kıbrıs sorununun çözümünün, ülkemizin ve halkımızın yeniden birleşmesinin doruk öncelik olmaya devam ettiği görüşündedirler.

KTOEÖS ve PEO, BM kararlarında belirtildiği şekilde iki toplumun siyasal eşitliğinin, tek egemenliğin, tek uluslararası kimliğin ve tek vatandaşlığın olacağı, iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü çabasına bağlı kalmaya devam etmektedirler.

Ziyaret ile ilgili detay ve ortak açıklanan bildirinin tam metni web sitemizde

 

Sendikal Platform olarak Polise Suç Duyurusunda Bulunuldu

1453803646

Sendikal Platform bir yandan sosyal adalet ve eşitlik temelinde ülkemizde emek ve demokrasi mücadelesi verirken; diğer yandan ülkemizde yapılan usulsüzlük, yolsuzluk ve hırsızlıkları deşifre etmeyi kendine görev bilmektedir.

Sendikal Platform, Yüksek Yönetim Denetçisi Sn.Emine Dizdarlı’nın ortaya koyduğu verileri değerli bulmakta ve desteklemektedir.

emine dizdarlıya destek

Bu anlamda Sendikal Platform,  Polis Genel Müdürü Süleyman Manavoğlu’nu 26 Ocak Salı günü saat 11:00’de ziyaret ederek Ercan Havaalanı ihalesi sürecinde meydana gelen usulsüzlük ve yolsuzluklar için suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusu ile ilgili basın toplantısı 26 Ocak Salı günü Polis Genel Müdürlüğü önünde saat 10:45’de yapıldı.

Polis Genel Müdürü Süleyman Manavoğlu’na yazılan mektup ve ilgili rapor web sitemizde

 

Türkiye’deki Akademisyen Avı Kabul Edilemezdir

Baris-icin-Akademisyenler

Yıllar içerisinde Türkiye demokrasiden, insan haklarından uzaklaşarak; baskıcı, otoriter bir yönetime dönüşmüştür. Sermayeye ülke kaynakları peşkeş çekilerek özelleştirme, taşeronlaşma, güvencesiz çalıştırma yaygınlaştırıldı, eğitim muhafazakârlaştırıldı, dinselleştirildi, yandaş sendikalar, medya, hukuk, polis sistemi yaratıldı.

Küreselleşmeye Türkiye de eklendi, ancak neticesinde kazanan uluslar arası ortaklığı olan büyük şirketler oldu, önleri açıldı, ancak emekçiler, demokrasi ve halk kaybetti. Adalet, insan hakları, sosyal devlet kaldırıldı, yerine polis devleti güçlendirildi. İtiraz eden, demokrasi talep edenler susturuldu. Anti demokratik uygulamalar yaygınlaştırıldı, eleştiren kim varsa suçlandı, sorgulandı, hapse atıldı.

Kısacası Türkiye ateşe atıldı, demokrasiden uzaklaştı, iç savaşa sürüklendi. Yanlış politikalarla barış ortamı yok edildi. Her gün şehitler, ölümler kader yapıldı. Bölgesel güç olma iddiasındaki Türkiye, AKP’nin politikaları ile istikrarsızlığa, anti demokratik bir ülkeye, yobazlığa, totaliter bir yapıya itilmiştir. Yaratılan despot rejimi fırsat bilen, silaha sarılan, terörizmi besleyen, emperyalist taşeronluk yapan güçler bu sayede Türkiye’yi hızla uçuruma sürükledi.

Türk, Süryani, Arap, Kürt, Azeri, Ermeni, Sünni, Alevi gibi yıllarca kardeşçe yaşayan farklı kimlikler birbirini boğazlamaya başladı. Barış, kardeşlik, demokrasi gibi kavramların yerini kan, intikam, savaş aldı. Küresel sermayeden etkilenerek uygulamaya sokulan AKP politikaları iflas etmiştir, ancak Türkiye hızla içinden çıkılmaz duruma sokulmuştur.

Türkiye’nin akli selime, sağduyuya ihtiyacı vardır. Bu konuda Akademisyenlerin ortaya koyduğu “Aydınlar Bildirisi” AKP’ye politikalarını gözden geçirme fırsatı vermesi gerekirken, devletin baskısının aydınlara çevrilmiş olması, sağduyudan ve akıldan yoksundur. Düşüncelerini söylemekten men edilmesi istenen ve imza koyan her akademisyenin susturulmak istenmesi, suç çetesinin, devlet baskısının aydınlar üzerine yönelmesi, akademisyen avcılığı yapılması kabul edilemezdir. Akademisyenlere dayanışmamızı belirtiriz.

19 Ocak 2016 tarihinde yayınlanan basın bildirimizin tam metni web sitemizde

AKP-CTP-UBP AŞ : Soygun Düzenine Devam

SOYGUN DÜZENİ

Sn. Ombudsmanın raporu, AKSA, Turizm Bakanlığı kokuşmuşluğun ve AKP şirketleri ve CTP-UBP’nin pozisyonunun çok küçücük bir kesitidir sadece. Peki hükümet bu konularda birşey yapacak mı? Çok kazanana dokunacak mı? Tabii ki hayır. Haklar budanmaya devam edecek mi? Tabii ki evet.

Hükümet yeni paketi geçirecek, suyu, elektriği, telefonu, limanları devredecek, hakları budaycak yasaları geçirecek, % 50 den fazla fakirleştirilen halkı kölelik koşullarına mahkum edecek ama REFORM yaptım diyerek iki yüzlülük yapmaya devam edecektir.

Bütçeden % 35 tahsisat alan bakanlar başkalarının tahsisatını kaldıracak, parti yardımı alacak, müşavir ordusu yaratacak, örtülü ödenek kullanacak, yandaşlarını işe alacak, ateşe ataycak, RHA kullanacak, zengin yandaşların vergisini bağışlayacak, gezmelere gidecek, yüksek maaş alacak ama asgari ücretli, dar gelirli, düşük maaşlı, muhtaç, nüfusunun % 90’ı fakir ve borç batağında, icrada  olan halktan da tasaruf beklenecek. Sürekli kaynak yoktur deyip eğitim ve sağlığı bile kamusal olmaktan çıkaracak, sosyal devletten, adaletten vazgeçecek ama zavalı halktan yüksek vergi almaya devam edecek, zenginlere, şirketlere ise dokunamaycaktır. % 4.60 gibi  sahte ENFLASYON çıkaran DPÖ verileri oranında artış yapacak ama bir gün sonra harçlara ve direk halka yansıyan her şeye iki katı zam yaparak verdiğini geri alacaktır.

AKP-CTP-UBP doğru yoldan çıkmıştır. Ortaklar; cepçi, çıkarcı, koltukçu, mezhepçi, şirketici, sermayeden, vurgundan, soygundan  yana olduğunu HALKÇI OLMADIĞINI ispat etmiştir. Nüfus, gazino, kumarhane, gece kulübü, banka, üniversite, otel, özelleştirme, taşeronlaşma, Göç Yasası, ilahiyat, SU, PAKET vs derken Kıbrıs’ın kuzeyi istila ve talan edilmiştir. Kukla hükümetlerle birlikte Takiye yapılarak işin SUYU ÇIKARILMIŞTIR. Halka rağmen, halkçı olmayan politikalar bir bir yürürlüğe konulmuş, konulmaktadır. Halk soyulmaya, enayi yerine  konulmaya devam edilmektedir. insanımızın rızkına göz dikilmiştir.

27 Ocak 2016 tarihinde yayınlanan basın bildirimizin tam metni web sitemizde

Eğitim Bakanlığına 2015-2016 Eğitim ve Öğretim Yılı 1. Dönem Sonu Karnesi

HÜKÜMETE KARNE-2016_001

HÜKÜMETE KARNE-2016